Zamanı oy, sesini sakla… unutulmasın
1 Ramazan 202411 Mart 1445Pazartesi
Mehmetsiz sahur, gıcırdayarak yazan kalem ve yazamayan içikaynarBehiye, niyet ettim Allahım senin rızan için yaşamaya bugünümü ve ömrümün kalanını, âmin, uyansam, ılık bir şeyler -ya da sadece su- içsem, biraz yazsam, kahve içsem, namaz kılsam, dersimi yapsam, Kur’an okusam, sahur olsa, namaz kılsam, Kur’an okusam, meal, tefsir, hadis, ilmihal, ders çalışsam, (haftalık program dahilinde) yazsan yazsam, biteviye yazsam gün akşama kavuşsa, Akbil sesi gelse otobüse binip de kartını okutanların cenahından, Ziverbey dese otobüsün sesi, Allah beni çok sevse, annem ve diğerleriyle orada çok mutlu olsak, hiç ayrılmasak ne orada ne burada, âmin, ben yine ve hep 49–50 kg. olsam, hayırla, âmin.
Bu satırları neredeyse bir yıl evvel, beyimin kalp ameliyatına birkaç gün kala, onsuz yaptığım sahura doğru yazmışım. Sabahında trenle Ankara’ya gitmiştik, büyük oğlumuzla. Beyim Ankara’da ameliyat olacaktı çünkü. Burada “olacaktı” diyerek fiile gelecek zaman kipi yüklemek… Bilemedim.
Neyse…
Defterleri havalandırıyorum. Aradığım bir küçürek var, (aralık ayı için hazırladığım kısa öykü paketine onu da eklemek istiyorum. (Bir yerinde has bir küçürek var yazının zira: “Doğdu, yaşadı, öldü.” Bundan âlâ küçürek mi olur, olmaz. Yazının tamamını bulamazsan sadece bunu koyarsın Behiyecim, zorlama kendini.)) onu ararken çıktı karşıma. Komikçe hüzünlendirdi beni, Ne içindeyim zamanın ne de büsbütün dışında; yekpare, geniş bir anın parçalanmaz akışında…
Beyim geldi, zımba teli sordu, bağlam koptu, yazı nereye gitti. ( İyi ki A.Hamdi Tanpınar ve A. Erhan varmış, iyi ki şiir varmış, içindeymişim, yeşilmişim, yazmışık.)
Oldu.
İyi hafta sonları.
30 Kasım 202428 Cemaziyelevvel 144617 Teşrinisani 1440Cumartesi, 08,22Türbe ve tekkelerin kapatılması (1925) Isparta’da uçak düştü (2007) [57 ölü]32 gün sonra Regaip Kandili